Gabriel Garcia Marquez
Çok sıkılırsın, boğulursun, her şey bir anda üstüne gelmeye
başlar. ‘Neden hep böyle şeyler beni buluyor?’ dersin kendi kendine ve birden
bu soruyu bu aralar ne kadar sık düşündüğünü anımsarsın. İçine şöyle bir
baktığında kalbinin hayatındaki olayların, insanların kırıklıklarıyla dolu
olduğunu görürsün. Hayallerinin bittiğini düşünür, yapacak bir şeyin
kalmadığını hissedersin. Peki ya sonra……
“Olmuyorsa zorlama, ya hayallerin kırılır ya kalbin. Unutmuş
gibi yap. Çünkü güzel şeyler; onları hiç beklemediğinde gerçekleşir.”
(G.G.Marquez)
Evet, hayatta mucizeler var. Görünmeyen bir el var bize
sihirli sopasıyla dokunan. Zaman her şeyin ilacı, her yapılan hatanın telafisi
ya çok doğru. Sabredene, sabrın içindeki güzelliği gösteriyor Rabbim, tabi
görmesini bilene.
İnsanınız en nihayetinde, hayata dair yaşadıklarımız bizi
hemen ya karamsarlığa ya da mutluluğa sürüklüyor. İstediğimiz her şeyin,
kendimizce doğru olduğunu düşünüp, inadına olmasını istiyoruz. Onun üzerine
hayaller kurup, kendimize kusursuz bir dünya yaratıyoruz. Ama işte hayat
zorlamalar dünyası değil. Bir yerde bize biçilen neyse onu yaşıyoruz derler ya
evet doğru olabilir ama insan da ne ekerse onu biçmez mi? Hayatta her şeye
kader, kısmet dememek gerekir. İnsan kaderini birazda kendi yönlendirir. Amma
ve lakin sınırları bilmek gerekir. Nerede, ne zaman durması gerektiğini düşünmesi
gerekir. Zorla bir işe başlayamazsınız, bir kitabı okuyamaz, bir kadından veya
erkekten sizi sevmesini bekleyemezsiniz. Neden mi? Hayat zorlamaları sevmez. Sonunda
ya bir hüsran, bir terk ediliş, bir aldatılma ya da bir hayal kırıklığı
yaşarsınız illaki. İnsan ilişkileri, offf, ne kadar yorucu değil mi? Hayata
karşı, ailene karşı, arkadaşına karşı, eşine karşı hep bir mücadele içindesin
olmasını istediklerin adına. Bazen ısrarcı davranmayıp koptuğu yerde
bırakmasını bilmeli insan ipi mutlu olabilmek adına.
28.11.2014
ferda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder